Makale
‘Gidecek yerimiz yok’
Muharrem-i Åžerif demlerine girdik. Ehli Beyt’in aziz hatırası, içinden geçtiÄŸimiz ÅŸu ateÅŸli günlerde kalplerimizi her zamankinden ziyade titretiyor. Kerbela, sadece hazin bir yas merasimi deÄŸil, tüm sonraki nesillere ‘’biz’’ ibretini veren bir büyük aidiyet bilincidir!
Millet olarak acılı günlerin içinden geçiyoruz. Asker, polis, doktor, öÄŸretmen, eczacı ÅŸehitlerimizin yanı sıra, evlatlarının gözü önünde canına kıyılan babalar, adliye ortasında ÅŸakağına namlu sürülen savcılar, hastaneye varamadan yolu kesilmiÅŸ hamile kadınlar, mayınlara gelen küçücük çocuklar, bir bayram günü yoksullara kurban eti dağıtırken parça parça edilen gençler, Reyhanlı’da, Suruç’ta, DaÄŸlıca’da, en son Ankara Garı’nda hunharca patlatılan insanlar... Ä°nsanlarımız...
Hepsi, bu milletin birer parçasıdır. Bizden kopartılan her parçanın elvedası, bizim acımız, bizim sızımız, bizim kanayan yaramız, bizim kelimemizdir.
Millet olabilmenin sırrı, ‘’biz’’de saklıdır. ‘’Biz’’liÄŸimiz sınanıyor. Birbirimizin ‘’onlar’’ı olmamız için, birbirimizden kopuÅŸmamız ve parçalanmamız, dağılmamız, unufak olmamız hasılı bozguna uÄŸramamız için, ne gerekiyorsa elinden geleni yapıyor fitne dalgaları...
Åžimdi bizim vakarla, sabırla, rikkatle, yapıcı ve birleÅŸtirici bir gönül diliyle kırık parçalarımızı itinayla bir araya getirmemiz, toplanmamız gerekiyor. Åžayet “biz” olma çaÄŸrısını saÄŸduyu ve vicdani çerçevede gerçekleÅŸtiremezsek, ölümlerden daha ağır olan ‘’ayrılık’’ firkatine maÄŸlup oluruz.
***
Uluslararası Af Örgütü, “Gidecek Yerimiz Yok” baÅŸlığıyla sunduÄŸu son raporunda, PYD ve YPG güçlerince Haseke ve Rakka çevresinde gerçekleÅŸtirilen “etnik temizliÄŸe” dikkat çekti. Af Örgütü; bölgede tatbik edilen etnik temizliÄŸin “savaÅŸ suçu” boyutuna gittiÄŸine de dikkat çekti.
Tanıklar, maÄŸdurlar ve uydu fotoÄŸraflarıyla da desteklenen rapora göre Hüseyniye’de 2014’te 225 olan hane sayısı 2015’te 14’e düÅŸmüÅŸ. Bölge, DAEÅž bahanesiyle hızla temizlenirken yeni Kürt kantonları bu ÅŸekilde tahkim ediliyor. Arap ve Türkmen asıllı yerli halkın silah zoruyla ya toplu imha yahut zorunlu göçe tabi tutulduÄŸu coÄŸrafyada, gidecek yeri olmayanların yeni mülteci dalgalarıyla kıyıya vurması halindeyse muhtemel adres yine Türkiye...
PKK ve siyasi bileÅŸenleriyse, Suriye’deki izdüÅŸümü olan PYD’nin etnik temizlik iÅŸlevinin benzerini Türkiye’de tatbik etmeye çalışıyor. Cizre ve Ceylanpınar baÅŸta olmak üzere DoÄŸu ve GüneydoÄŸu’da gerek ‘’hendek’’lerle, gerekse ‘’öz yönetim’’ ilan etmeyle yürüyor bu çaba.
***
Dünya üzerindeki enerji rezervinin yarısına yakını OrtadoÄŸu dediÄŸimiz bereketli hilalin coÄŸrafyasında. Ne yazık ki “bereket” mezkur coÄŸrafyanın “makus talihi” hükmünde aynı zamanda... Enerji hatlarını elinde tutmak isteyen güçlerce, yüzyıl önce çizilmiÅŸ Skyes-Picot haritaları, OrtadoÄŸu’nun kardeÅŸ halkları arasına dikenli teller ve mayın tarlaları döÅŸemiÅŸti. Birbirine düÅŸman edilen ve sürekli savaÅŸ gerilimi üzerinden kontrol edilen kardeÅŸ halkların sömürüsüyle gelindi bugünlere.
Aynı güçler, “Kürdistan” ütopyası üzerinden, bugün yeni bir “Ä°srail” inÅŸa etme giriÅŸiminde. 1. Ä°srail, diasporadan taşınmış coÄŸrafyanın yerlisi olmayan unsurların iÅŸgali ve yerleÅŸimi üzerinden inÅŸa edilmiÅŸ bir “kontrol kulesi”ydi. Bugün kurulması için çaba sarf edilen 2. Ä°srail ise yaklaşık 100 yıllık bir tanımsızlık ve derin maÄŸduriyetlerle coÄŸrafyanın yerlisi olan Kürt halklarına yaslanıyor. Kürtlerin acılı asrını, bir yandan siyasi duyarsızlıklar diÄŸer yandan maruz kaldığımız sert uluslaÅŸtırma projeleri eÅŸliÄŸinde çok da dikkate almadık Araplar, Türkmenler ve Farslar olarak... Ve bugün yaÅŸadıklarımız 100 yıldır birikmiÅŸ bu duyarsızlıklarımızın, gafletimizin bedelidir büyük kısmıyla... Bugün bizlere dayatılan yeni OrtadoÄŸu haritasında, ilkinden daha zorlu bir “2.Ä°srail” parkurundayız...
Birbirimizi öldürüp birbirimizi sürüyoruz.
“BÄ°Z”i kuramazsak ÅŸayet, birbirimizin kıyameti olacağız...
Henüz yorum yapılmamış.